31 Ekim 2011 Pazartesi

NATO’nun Jandarması Olarak ‘’Yeni Osmanlıcılık’’

Ahmet Doğançayır


1970lerin sonlarından itibaren devlet destekli Türk-İslam sentezi ideolojisi, medya ve dini eğitimin genişlemesi ve ekonomik liberalleşme, sosyolojik ve politik muhafazakârlıkla tanımlanan yeni bir burjuva sınıfın oluşumuna yol açtı. Yeni Osmanlıcılık, bölgesel değişiklikler ve bu yeni seçkinlerin doğuşu sonucu oluştu. İslam sola karşı yararlı bir araç ve sosyal uyumu sağlayacak bir vasıta olarak görülmeye başlandı.

27 Ekim 2011 Perşembe

AKP Açılımının Hedefi: Kürdü Ezmek Cemaatle Çözmek

Hakkı Yükselen


“Türk kamuoyu” her ne kadar işi saflığa vurarak “PKK neden yeni bir terör dalgası başlattı?” diye sorsa da gerçekte mesele ile ilgili herkes savaşı “harlatanın” hükümet olduğunu biliyor. PKK’yi savaşa zorlayan hükümettir; “gizli görüşme, protokol, müzakere” vb. adı altında atılmak istenen “madiğin” farkına varan PKK hükümetin restini tereddütsüz görmüştür. Tabii ki, hükümet “çözümden”, “açılımdan” vazgeçmiş değil. Ancak bunu BDP ve PKK ile değil, bölgedeki temeli durumunda olan cemaatler, tarikatlar ve işadamları (yani Kürt kapitalistleri) ile yapmak istiyor; elbette kendi belirlediği şartlar ve sonrasına ilişkin planları dahilinde. Başbakan, “Kürt meselesi yoktur, Kürt kardeşlerimin meseleleri vardır!” derken sözünü ettiği “kardeşler” elbette Kürt emekçileri değil, bu işbirlikçi veya işbirliğine eğilimli unsurlar.

Seni Affetmiyem Ulan ! Sarkis Hatspanıan

“İnsanların haksız yere çektikleri acılara şahitlik edenler, şahit oldukları acıların utançlarını da taşırlar” J.M.COETZEE



1963-1978 yılları arasında

Dikranagert Surp Giragos

Ermeni Kilisesi

papazlığı döneminde

halkının ruhani çobanı

olmayı başarabilmiş

temiz yürekli BÜYÜK insan

DER GİRAGOS’un kutsal anısına !



SENİ AFFETMİYEM ULAN !



Yıl 1980, Garbis aylardan beri polisler tarafından arandığını bildiği halde memleketinden, Khençepek’ten (1) uzaklara düşmeye niyetli değildi. Yoldaşları onu sağ-selamet Suriye’ye ulaştırmayı ona defalarca önermiş olsalar da, usulca reddetmişti. Bir keresinde hatta İstanbul’daki örgüt arkadaşlarının yollamış olduğu önemli bir emaneti almak için dokunsan elinin sınıra değeceği Urfa-Suruç’ta bulunuyorken dahi yapılan ısrarlı teklifleri geri çevirmiş, kalmasının tehlikeli olduğunu bile bile Dikranagert’ine (2) geri dönmeyi yeğlemişti. Dikranagert dersen aslında doğup-büyüdüğü şehrin artık elle tutulur bir Dikranagert’liği de kalmamıştı ya, ne de olsa “Allah vekil-Diyarbekir“ hesabı yine de memleketiydi işte ! Atatoprağında oturan eloğlu da olsa, toprak el toprağı değildi ya, sonuçta üzerinde yaşadığı öz be öz babasının toprağı değil miydi ?

26 Ekim 2011 Çarşamba

Savaş Seviciliğine İnat Barış Hemen Şimdi

Mahmut Balpetek

21 Ekim 2011 tarihinde 43 yıl İspanya’da Bask ülkesinin bağımsızlığı için mücadele veren ETA örgütü silah bırakma kararını açıkladı. ‘‘Silahlı mücadeleyi bırakıyoruz ancak sosyalizm mücadelesini demokratik yollarla sürdüreceğiz” mealindeki açıklamasının, tam da Türkiye’de savaşın tırmandığı bir döneme denk düşmesi, son derece öğretici deneyleri de beraberinde getirmektedir. 1951’de Franko’nun Bask dilini yasaklaması ile birlikte, yasağa karşı mücadele etmek özere Kilise çevresinde oluşan Ekin adlı gurubun 1959 yılında kurduğu ETA, ilk silahlı eylemini 1968 yılında gerçekleştirdi. 1976 yılında İspanya’da başlayan demokratikleşme süreci 1978 de yeni bir anayasa yapmayla sonuçlandı.

Amerika Komünist Olursa

Amerika Komünist Olursa



Lev Troçki



İçinde yaşadığınız kapitalist toplumsal düzenin çözemediği zorluklar ve sorunlar sonucu Amerika komünist olursa şunu fark edecektir ki, komünizm tahammül edilmez bir bürokratik zorbalık ve bireylerin sıkı disiplin altına sokulması olmak ne kelime, daha fazla bireysel özgürlük ve ortaklaşa bolluk demektir.

Şu anda Amerikalıların çoğu komünizmi yalnızca Sovyetler Birliği deneyimi ışığında görüyorlar. Onlar Sovyetizmin, Sovyetler Birliği’nin kültürel olarak geri halkları için doğurduğu maddi sonucun Amerika’da da doğacağından korkuyorlar.

18 Ekim 2011 Salı

15-16 Ekim Kongre Notları

15-16 Ekim Kongre Notları


15-16 Ekimde Ankara’da yapılan ve Halkların Demokratik Kongresi adını alan Kongre Girişiminin 2 günlük toplantısının Devrimci Proletarya internet sitesinde yayınlanan notlarını girişimi izleyenler için aydınlatıcı olacağından yayınlıyoruz.



Kuşkusuz şeffaflık, açıklık ilkesi gereğince ve politik, örgütsel sürecin üyelerin tamamı tarafından anlaşılması bakımından, HDK’nın kongrede yapılan konuşmaları ve tartışmaları içeren tutanağı yayınlaması faydalı olacaktır.



Yalansız



***



Kongre Girişimi toplantısının birinci günkü oturumu Anatolia Kültür Merkezi’nde yapıldı. Konuşmaların ardından tüzük taslağı üzerine tartışmalar yürütüldü ve program taslağı ile ilgili ilk değerlendirmeler yapıldı.

Salonda “Halklara, inançlara eşitlik ve özgürlük”, “Emperyalist saldırılara ve işgallere karşı birleşiyoruz!”, “Homofobiye ve transofobiye karşı birleşiyoruz!”, “Ekolojik yıkıma, doğanın talanına karşı birleşiyoruz!”, “Demokrasiyi kazanmak için birleşiyoruz!”, “Erkek egemenliğine, cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliğe karşı birleşiyoruz” ve Kongre Girişimi Gençliği imzalı “Barış için yürüyoruz!” pankartları asılıydı. Kürsünün arkasında 12 dilden “Birleşiyoruz!” yazılı pankart asılıydı.

Halkların Demokratik Kongresi Sonuç Bildirgesi

15-16 Ekim’de Ankara’da bölgelerden seçilmiş 800′ü aşkın delegeyle toplanan Kongre Girişimi Halkların Demokratik Kongresi adının kongre tarafından onaylanması ve 2 günlük çalışmaları sonunda aşağıda yayınladığımız sonuç bildirgesiyle kuruluşunu ilan etmiş bulunuyor. Kapitalist Dünya sisteminin ekonomik, sosyal, kültürel krizle sarsıldığı günümüz koşullarında, yaşadığımız coğrafyanın ve bölgenin de çeşitli biçimlerde krizden etkilendiğini izlemekteyiz. Yunanistan’da emekçiler, gençler, kadınlar direniyor, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da halklar üzerlerine serilmiş ölü toprağını kaldırıp atmaktalar.



Halkların Demokratik Kongresi’nin de, kapitalist dünya sisteminin her ülkede yarattığı ekonomik, sosyal, kültürel yıkıma karşı bu topraklarda bir direniş odağı haline erişmesi tüm ezilenlerin mücadelelerinin gücünü çok daha etkili kılacaktır.



Yalansız



HDK’NİN KURULUŞU İLAN EDİLDİ



“Halklarımıza yöneltilmiş tüm baskı ve haksızlıkları ortadan kaldırmak, barış içinde ve insanca yaşayabileceğimiz bir Türkiye’yi kurmak üzere Kongre Girişiminin çağrısıyla bir araya gelen her türden baskı, sömürü ve ayrımcılığa karşı olan bireyler ile kuruluş, örgüt, inisyatif, dernek, parti ve hareketlerin sözcü ve üyeleri, halkın kendi yönetimini kurmasını sağlamak için birlikte mücadelenin koşullarının olgunlaştığı, farklılıklarımızın zenginliğimiz ve gücümüz olduğu bilinciyle Halkların Demokratik Kongresi’ni kuruluşunu ilan ediyoruz.

12 Ekim 2011 Çarşamba

Kongre, Parti ve Tüzük

Ferhan Umruk

Yakın bir tarihte çalışmalarına başlamış olan Kongre Girişimi 15-16 Ekim’de seçilmiş delegelerle Ankara’da yapılacak toplantıyla kuruluşunu gerçekleştirecek.

Girişimcilerin bugüne kadar yaptıkları açıklamalar ve bu girişime katılan siyasi özneler dikkate alındığında Kongre’nin niteliksel siyasi özelliğinin farklı hassasiyetler üzerinden kurulu düzene karşı olan siyasi parti hareket ve bireylerden müteşekkil bir oluşum olduğudur. Kürt siyasi hareketi, sosyalistler, anarşistler, ekolojistler, feminist çevreler örgütsel ve bireysel olarak bu girişim içinde bulunuyorlar.

2 Ekim 2011 Pazar

Artık Konu, Devletin “Hassasiyeti” Değil, Kürtlerin Hassasiyetidir.

Selami Gürel

1918 yılında, savaşa gitmek istemeyen denizciler Kiel şehrinde kendilerini tutuklamak isteyen subaylarını tutuklamasaydı, Almanya savaşı bitirmek zorunda kalmayacak, daha milyonlarca insan ölmeye devam edecekti. Vietnam’dan gelen asker cenazeleri, ABD şehirlerinde milyonlarca savaş karşıtını, savaş sakatlarını sokağa dökmese ABD oradan geri çekilmeyi düşünmeyecekti. Çarlık Rusya’sının yıkılmasıyla onun yerine geçen Kerenski hükümeti, Ekim devrimi olana kadar kendi çocuklarını kırdırmaya devam etmişti.