Yalansız’ın notu;
Sarkis Hatspanian’ın Hocalı üzerine yazısı ‘Köxüz’ sitesi tarafından bilgi mahiyetinde sitemize gönderildi. Yazının içeriği konusunda Köxüz’ün açıklamasını ve yayınlama kararını paylaşıyoruz. Bu açıklamaya eklenmesi gerekli olan husus ‘ulus devlet’ler biçiminde örgütlenmiş dünya sisteminin insanlığı yıkıma ve katliamlara sürüklediğinin bir kez daha belirtilmesidir. İmmanuel Wallerstein’in kapitalist dünya sisteminin ‘ulus devlet’ler üzerinde inşa edildiğini belirten tezi şu gerçekliği açıkça ortaya koymaktadır: Kapitalizm, ekonomik olarak sömüren sömürülen sınıflar, siyasi sistem olarak da güçlüden güçsüze uluslar ve ‘ulus devlet’ler hiyerarşisi üzerinden ezen ve ezilen uluslar adaletsizliğini yaratmaktadır. O zaman, sorunsalın, güncel alanın kısıtı içinde tartışılmasının, sorunun bir parçası olmaktan öteye bir sonucu olmayacaktır. Kapitalizmin aşılması, yeni bir dünya, ancak hem mülkiyetin özel biçiminin hem de onun siyasi sistemi olan ‘ulus devlet’ biçiminin ortadan kaldırılarak bir Dünya Cumhuriyetine ulaşmakla mümkün olabilecektir. Bunu bir rüya olarak küçümseyen reel-politikerlere cevabımız şudur; eğer bir gelecek rüyanız yoksa neden sosyalistsiniz?
Son olarak, milliyetçi görüşün baskın olduğu bir yazının sosyalist bir yayında yer almasından imtina edilir mi? Köxüz’ün açıklamasında değinildiği gibi nefret söylemi yoksa görüşler açıklanabilmelidir. Yine de itirazı olanlara şunu hatırlatalım. Atom Egoyan’ın Türkiye’de milliyetçi hezeyan dalgasına sebep olan ‘Ararat’ filmi o zamanlar ‘Ergenekon’ propagandasının merkezi halinde olan ‘Kanaltürk’ televizyonunda yayınlanmıştı. Maksatları şu olabilir, bu olabilir ama sonuç itibarıyla yayınlandı. Öyleyse düşünce özgürlüğünü savunan sosyalist’in bu yazıyı yayınlamaktan imtina etmesinin anlamı kendini inkar etmektir.Bunun başkaca hiçbir anlamı olamaz.
Hatspanian bir Ermeni milliyetçisi olmasına rağmen halklara karşı düşmanlık yapmamaktadır. Türklerden, Azerilerden veya başkalarından gelecek yazıları da, aynı şekilde haklara karşı bir düşmanlık yapmadığı; bir nefret söylemi geliştirmediği; bu yazıda olduğu gibi olgular ve çıkarsamalarla iknaya yönelik olduğu takdirde tartışmanın bir parçası olarak yayınlarız.
Böylece umarız Hocalı’da ne olduğu konusu da en azından olgular düzeyinde tartışılır.
Sayın Hatspanian’ın anlattıklarından çıkacak sonuç Hocalı’da aslında Türk faşistlerinin kaçmak isteyenleri katlettiği, Hocalı’nın Kaybının da faşistlerin Azarbeycan’da darbe palını da bozduğudur. Bu çok önemli bir bilgi ve sonuçtur.
Ergenekon, Azarbeycan ve Kıbrıs’ta da gerçekte neler olduğu anlaşılmadan, anlaşılamaz.
Biz her türlü görüşün açıkça ifade edilmesinden ve birbirlerini delillerle, mantıki çıkarsamalarla eleştirmesinden ve çürütmesinden yanayız.
Köxüz sitesi
1918’den beri Azerilerle Ermeniler arasında varolan anlaşmazlığı silahlı mukavemete vardıran ilk adım, 12 şubat.1988’de Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi Sovyet Parlamentosu’nun, Sovyet Sosyalist Ermenistan Cumhuriyeti Parlamentosu’na yaptığı «BİRLEŞME» isteğinin birkaç gün sonra dönemin politik merkezi Sovyet Prezidyumu’na Moskova’da yapılan resmi başvuruyla atıldı denilebilir.
Sarkis Hatspanian’ın Hocalı üzerine yazısı ‘Köxüz’ sitesi tarafından bilgi mahiyetinde sitemize gönderildi. Yazının içeriği konusunda Köxüz’ün açıklamasını ve yayınlama kararını paylaşıyoruz. Bu açıklamaya eklenmesi gerekli olan husus ‘ulus devlet’ler biçiminde örgütlenmiş dünya sisteminin insanlığı yıkıma ve katliamlara sürüklediğinin bir kez daha belirtilmesidir. İmmanuel Wallerstein’in kapitalist dünya sisteminin ‘ulus devlet’ler üzerinde inşa edildiğini belirten tezi şu gerçekliği açıkça ortaya koymaktadır: Kapitalizm, ekonomik olarak sömüren sömürülen sınıflar, siyasi sistem olarak da güçlüden güçsüze uluslar ve ‘ulus devlet’ler hiyerarşisi üzerinden ezen ve ezilen uluslar adaletsizliğini yaratmaktadır. O zaman, sorunsalın, güncel alanın kısıtı içinde tartışılmasının, sorunun bir parçası olmaktan öteye bir sonucu olmayacaktır. Kapitalizmin aşılması, yeni bir dünya, ancak hem mülkiyetin özel biçiminin hem de onun siyasi sistemi olan ‘ulus devlet’ biçiminin ortadan kaldırılarak bir Dünya Cumhuriyetine ulaşmakla mümkün olabilecektir. Bunu bir rüya olarak küçümseyen reel-politikerlere cevabımız şudur; eğer bir gelecek rüyanız yoksa neden sosyalistsiniz?
Son olarak, milliyetçi görüşün baskın olduğu bir yazının sosyalist bir yayında yer almasından imtina edilir mi? Köxüz’ün açıklamasında değinildiği gibi nefret söylemi yoksa görüşler açıklanabilmelidir. Yine de itirazı olanlara şunu hatırlatalım. Atom Egoyan’ın Türkiye’de milliyetçi hezeyan dalgasına sebep olan ‘Ararat’ filmi o zamanlar ‘Ergenekon’ propagandasının merkezi halinde olan ‘Kanaltürk’ televizyonunda yayınlanmıştı. Maksatları şu olabilir, bu olabilir ama sonuç itibarıyla yayınlandı. Öyleyse düşünce özgürlüğünü savunan sosyalist’in bu yazıyı yayınlamaktan imtina etmesinin anlamı kendini inkar etmektir.Bunun başkaca hiçbir anlamı olamaz.
Sarkis Hatspanian’ın yazısı: 26-27 şubat 1992: «Hocalı Katliamı» Yalanının Anatomisi!
Köxüz’ün notu:
Sayın Sarkis Hatspanian’dan aşağıdaki yazıyı yayınlanması ricasıyla aldık. Yayınlıyoruz.Hatspanian bir Ermeni milliyetçisi olmasına rağmen halklara karşı düşmanlık yapmamaktadır. Türklerden, Azerilerden veya başkalarından gelecek yazıları da, aynı şekilde haklara karşı bir düşmanlık yapmadığı; bir nefret söylemi geliştirmediği; bu yazıda olduğu gibi olgular ve çıkarsamalarla iknaya yönelik olduğu takdirde tartışmanın bir parçası olarak yayınlarız.
Böylece umarız Hocalı’da ne olduğu konusu da en azından olgular düzeyinde tartışılır.
Sayın Hatspanian’ın anlattıklarından çıkacak sonuç Hocalı’da aslında Türk faşistlerinin kaçmak isteyenleri katlettiği, Hocalı’nın Kaybının da faşistlerin Azarbeycan’da darbe palını da bozduğudur. Bu çok önemli bir bilgi ve sonuçtur.
Ergenekon, Azarbeycan ve Kıbrıs’ta da gerçekte neler olduğu anlaşılmadan, anlaşılamaz.
Biz her türlü görüşün açıkça ifade edilmesinden ve birbirlerini delillerle, mantıki çıkarsamalarla eleştirmesinden ve çürütmesinden yanayız.
Köxüz sitesi
26-27 şubat 1992: «HOCALI KATLİAMI» YALANININ ANATOMİSİ !
Sarkis Hatspanian
”Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi !” Can Yücel 1918’den beri Azerilerle Ermeniler arasında varolan anlaşmazlığı silahlı mukavemete vardıran ilk adım, 12 şubat.1988’de Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi Sovyet Parlamentosu’nun, Sovyet Sosyalist Ermenistan Cumhuriyeti Parlamentosu’na yaptığı «BİRLEŞME» isteğinin birkaç gün sonra dönemin politik merkezi Sovyet Prezidyumu’na Moskova’da yapılan resmi başvuruyla atıldı denilebilir.