Murat Tanakol
Hrant Dink’in, devlet tarafından örgütlenmiş faşist bir tetikçi aracılığıyla katledişinin beşinci yılı dolduğunda, TC hukuku, kendisinden beklenebilecek şanına yaraşır bir karara imza attı. Yani cinayeti hasıraltı ettiğini açıkladı.Ve dört bir yandan yeniden sesler yükselmeye başladı. Maktülün yanında saf tutanlar adaletsizlikten, karşı taraftakiler yapılacak bir şey olmadığından “tarafsızlık” rolü oynayanlar vicdanların rahatsızlığından dem vurur oldular. Adalet mekanizması üzerindeki bu karşılıklı atışmalar sürüp giderken ben, beş yıl önce “adalet”in ağzını bıçak açmayan günleri hatırladım.
Hrant’ın katledildiği haberini alır almaz oraya –niçin gittiğini bile bilmeden- koşan insanların o gün akşama doğru on bin kişiye varan buluşmasını anımsadım. Hani o, insanlığa karşı hunharlığını,-bırakın masumiyeti, silahsız bir sivil oluşunu- kurbanını sırtından vuracak kadar bilinçli bir korkuyla icra edenlere, onlardan korkmadığını göstermek için koşa koşa gidenlerin buluşmasını…
Hrant Dink’in, devlet tarafından örgütlenmiş faşist bir tetikçi aracılığıyla katledişinin beşinci yılı dolduğunda, TC hukuku, kendisinden beklenebilecek şanına yaraşır bir karara imza attı. Yani cinayeti hasıraltı ettiğini açıkladı.Ve dört bir yandan yeniden sesler yükselmeye başladı. Maktülün yanında saf tutanlar adaletsizlikten, karşı taraftakiler yapılacak bir şey olmadığından “tarafsızlık” rolü oynayanlar vicdanların rahatsızlığından dem vurur oldular. Adalet mekanizması üzerindeki bu karşılıklı atışmalar sürüp giderken ben, beş yıl önce “adalet”in ağzını bıçak açmayan günleri hatırladım.
Hrant’ın katledildiği haberini alır almaz oraya –niçin gittiğini bile bilmeden- koşan insanların o gün akşama doğru on bin kişiye varan buluşmasını anımsadım. Hani o, insanlığa karşı hunharlığını,-bırakın masumiyeti, silahsız bir sivil oluşunu- kurbanını sırtından vuracak kadar bilinçli bir korkuyla icra edenlere, onlardan korkmadığını göstermek için koşa koşa gidenlerin buluşmasını…