Yalansız’ın notu: Garbis Altınoğlu’nun yayınlamakta olduğumuz yazısı, Reyhanlı’da sivilleri hedefleyen saldırıyla birlikte, Türkiye’nin AKP hükümeti eliyle sürdürmekte olduğu Suriye politikasının, ne denli etnik ve mezhepler arası savaşa, kanlı olaylara sürüklenebileceğini işaret ediyor ve hem Kürt siyasi hareketine, hem de Türkiye sosyalist hareketine uyarıcı kanıtlar sunuyor. Bu bakımdan, suskunluk yerine yapıcı eleştiri tarzının mümkün olduğunu da görebiliyoruz. Eğer sisteme karşı ortak mücadele zemininde bulunduğumuzu düşünüyorsak, itirazların haklı olup olmadığı ancak tartışarak su yüzüne çıkabilir. Onun ötesi önyargılar denizinde boğulmaktır olsa olsa.
Garbis Altınoğlu’nun anti-emperyalizmi milliyetçilik bazında tanımlayarak, onun kapitalizme karşı verilecek mücadeleyle tamamlanabileceğini görememesi tahlillerinin sorunlu olmasına sebep oluyor. Dolayısıyla Rusya, Çin, İran odağının emperyalist-kapitalist niteliksel özelliğini göz ardı ederek, eski üç dünyacı görüşlerin uzantısı olarak en büyük emperyalist güç olarak tanımladığı ABD’ye karşı verilen her mücadeleyi kutsuyor. Kutsuyor ama Ortadoğu’da sürmekte olan kanlı savaşların uluslararası emperyalist güç mücadelesinin arenası olduğunu adeta unutuyor.Bu rezervlere karşın, makale yaşanan sürecin anlaşılması ve tartışılması için imkan sağlamaktadır.
Ferhan Umruk
Reyhanlı Dönemecinde Suriye Krizi ve Türk-Kürt Bağlaşması
Garbis Altınoğlu, 14-15 Mayıs 2013
11 Mayıs’ta Rihaniye’de (=Reyhanlı) meydana gelen ve elliden fazla insanın ölümüne ve yüzden fazla insanın yaralanmasına yol açan patlamalar Türkiye’de küçük-ölçekli bir siyasal deprem etkisi yaptı.
Bu olayın ardından Reyhanlı’da patlamaya, ülkenin değişik yerlerinde yapılan protesto gösterilerine ve genel olarak bu konuyla ilişkin her türlü haber ve yoruma bir çeşit sansür getiren AKP hükümeti, çok geçmeden olayın sorumlusunu da ilan etti: Suriye hükümeti, onun istihbarat örgütü Muhaberat ve onlara Türkiye’de yardımcı olanlar.