Stefo Benlisoy
Hafta sonu gerçekleşen AB parlamento seçimleri, kıtadaki siyasal ve sosyal güç dengelerine ilişkin bize neler söyleyebilir? Hiç kuşkusuz seçimler toplumsal-sınıfsal mücadelelerin çarpık da olsa bir yansımasıdır. Dahası, ilk gerçekleştiği 1979 yılından bugüne dek sürekli düşük katılıma sahne olan ve üye ülke kamuoylarının önemli bölümü tarafından dahi önemsenmeyen AB Parlamento seçimleri, bu tür tespitler için riskli bir zemin oluşturabilir. Öte yandan bu seçimlerin, ulusal seçimlere kıyasla hükümet tayini gibi daha yakıcı bir meselenin ortada olmayışı nedeniyle, seçmenlerin “ehven-i şer” seçeneklerden ziyade ideolojik/siyasal tercihlerini, başka bir ifadeyle “gönüllerinden geçeni” daha doğrudan yansıtma özelliğine de sahip olduğu söylenebilir.