30 Aralık 2011 Cuma

Katliam Uludere’de Tekerrür Etti

Ferhan Umruk


Şimdi de, kimin adı kışlaya verilir de, 58 yıl sonra bir başka hükümet bu adı kışladan kaldırır.

Sene 1943, İran sınırında hayvan kaçakçılığı yapan 33 Kürt köylü…

Sene 2011 Irak sınırında mazot kaçakçılığı yapan 35 Kürt köylü…


Zarfa değil, mazrufa bak derler ya.

Bu da öyle bir şey.

Muğlalı’nın ismini sil ama eylemini sürdür.


Bu kadar mı değişmez bir devlet politikası?

Sanki kopya çekmekle meşgul, gidenin ardından gelen devletlular.

58 sene önce Muğlalı kurşuna dizdi 33 kaçakçı Kürdü.

58 sene sonra muktedirin savaş uçakları bombalayarak parçaladı 35 kaçakçı Kürdü.

Kopya cinayetler muktedir siyasete musallat mıdır?

Dünküler haberleşmenin kıt olduğu devirde olduğundan zamane matbuatınca derhal eşkıya olarak yaftalandı.

Şimdiki matbuat, iletişimin tekelini kaybettiğinden, önce suskun sonrasında öyle mi desem böyle mi desem telaşında.

Demek ki çözümü barışta değil, savaşta ararsan sivil insanları ayırt etmiyor ölüm.

Yüzde beşi imha fetvası veren cemaat liderini alkışlayıp, onu demokratikleşmenin sivil toplum örgütü olduğunu ilan eden liberaller cehenneme giden yola taş döşediklerinin farkına vardı mı?

Bülent Arınç konuştu Kürtlerin bütün hakları verilecek diye.

1915’te kırıma uğrayan Ermeni halkı da hakları için desteklediği 2. Meşrutiyetin devletlularından bu tür sözleri çok işittiler.

Ne zaman devletlu mağdurun haklarını vereceğinden söz etse arkası imha olmakta…

Muktedirlerin bütünün mağdura sunduğu seçenek şundan ibaret. Kırk katır mı? Kırk satır mı?

Muktedirlerin iki kampının mazluma karşı yok birbirlerinden farkı biri laik-ulusalcı-militarist, diğeri dinci- milliyetçi militarist. Tasvirin ilk kelimeleri hariç diğerleri aynı, ortadaki kelime farklı ama mana aynı.

Mazlumun, ezilenin zulme karşı direnmesini sağlayacak olansa tarih bilincini korumak, unutmamak, unutturmamak.

Peki Türk ne yapmalı? Özgürleşebilmek için hakikatlerle yüzleşmeli kara günlerle bağını bütünüyle kopartmalı.

Hiç yorum yok: