25 Temmuz 2014 Cuma

Kobane, Sınırları Halklar Kaldırır/ İzlenimler


 Mahmut Balpetek
 
  Birkaç gündür nefesler tutulmuş, 19 Temmuz günü beklenmekteydi. İŞİD’ın Musul’da ele geçirdiği  ağır silahlar ve gelişkin askeri donamın bir kısmını Rojava’ya geçirdiği herkesin malumudur. Bu donanıma sahip bir örgütün Kobane’ye saldıracağını açıklaması hafife alınır bir tehdit değildir. 19 Temmuz günü Suruç’a 15 Km uzaklıktaki Kobane sınırındayız.
kobane
Her an büyük bir çatışma çıkacağı  endişesi içindeyiz. Gençler sabırsızlanıyor ve bir an önce  sınırı geçmek istiyorlar. Ancak olağan üstü güvenlik nedeni ile her geçiş hamlesi sonuçsuz kalıyor. Çadırın olduğu yer ile Kobane’yi ayıran sınırın kıyısında kurulan askeri barikattan güvenlik güçleri pür dikkat bizim bulunduğumuz bölgeyi izliyor. 50 metre uzunluğundaki insansız bölge, adeta bir tampon bölgeyi andırıyor.Çadırlar da yürütülen hummalı tartışmaların ana teması Rojava devrimiydi.

   Rojava kantonlarının inşasının 2. yılındayız. 19 Temmuz 2013 yılında özerkliğini ilan eden Rojava, üç kanton halinde siyasal yapısını oluşturdu. Ademi merkeziyetçi yönetsel modeli benimsiyen Rojava devrimi, kısacık yaşamında Orta Doğu’nun dikkatini üstüne çekmeyi başardı.
Kobane sınırına ulaştığımızda çok yoğun kum fırtınası ile karşılaştık. Öyle ki, fırtınadan gözümüzü açmakta bir hayli zorlandık. Deneyimli arkadaşlar çefyelerini yüzlerine sararak kendilerini bu doğa olayının olumsuz sonuçlarından koruyabildi.
  Çadırların orta yerine kurulan ses düzeninden bazen gelen konuklar tanıtılırken  kimi  zaman da yükselen stranlara  halaylar eşlik ediyordu.
  Öte yandan saat 19.00 ‘da yapılacak olan Kobane yürüyüşünün hazırlıkları yapılmaktaydı. En ince ayrıntılarının planlandığı yürüyüşün hedefi,  sınırı aşarak Kobane’ye  geçebilmekti. Mayınlı olan sınır bölgesini geçebilmenin tek yolu güvenlikli bölgenin belirlenmesiydi.Bölgeyi tanıyan kılavuzlar nerenin güvenlikli bölge olduğunu geçerek kitleye uzaktan tarif edecekti. Saat geldiğinde  sınırın Kobane tarafında da toplaşma başladı. Sınırın iki tarafındakilerin kucaklaşmasına tek engel olarak kolluk güçlerinin barikatı kalmıştı. Yürüyüş için start verildi ve ardından yürüyüşe geçilmek üzere harekete geçildi.Tampon bölgeye doğru yürüyüşe başlandığında kolluk kuvvetlerinin saldırıları başladı. Saldırıya yanıt gecikmedi, sınırın her iki tarafından taşlar kolluk kuvvetlerini hedef almaya başladı. Ardından güvenlikli bölgelere yönelen kalabalık gençlik grubu sınır tellerini keserek, sınırsız bir bölge yarattılar ve Kobane’ye geçtiler. Kobane’ye geçen bu gençler artık Rojava’da birer özgürlük mücadelecisi olacaktı. .Dün gerillaya küçük gruplar halinde katılan gençler bugün binlerle Rojava  halkının direnişine katılmaktadırlar. Bu kadar kararlı halkın direneşinin kırılması  haylı zor görünmektedir. Sınırı geçen gençler, karşıda bekleyen halka katılıp birer özgürlük güvercini gibi Kobane’ye doğru kanat çırptılar.Onlar direniş zincirinin yeni halkaları oldular.
 
Sınırların nasıl ortadan kalkacağını gösteren bu minyatür girişimin büyümesi halinde dünyadan sınırların ortadan kalkmasının gösterisi gibiydi.
                  
                        Küçük Taşlar, Büyük Duvarlar
 Büyük duvarlar, küçük taşlardan örülür. Her döşenen küçük taş, büyük bir duvarın habercisidir. 19 Temmuzda Cizre’den Kerkamış sınır kapısına kadar uzanan sınır bölgesinde kurulan  her çadır,  bu küçük taşların kendisiydi. Halklara sınır dayatan ulus devletin terörizmine karşı başkaldırı olup taşa dönüşen bu çadırlar büyük duvarın inşasının adeta şantiyesi gibiydi. Bu pratikten geçmeden büyük devrimi beklemek hayal aleminde yaşmaktan farksızdır.
  Gezdiğim bütün çadırlardan çıkardığım sonuç hiç kuşkusuz, bölge halkının geldiği aşamaya dairdir.
  Kendiliğinden halk olmaktan, kendisi için halk olmak ve /veya olmaya başlamak, halk olmanın bilincine varmanın yarattığı muazzam sonuçları görmek mümkün.  Bu sonuç tablosunda kolektif çalışma kapasitesi, örgütlü halkın yaratıcılığı ve sonuç alıcılığını görmek mümkün .
 
Yine bu paralelde bu direnişin kimlikle sınırlı olmayacak sınıfsal taleplere karşılık geldiğini gözlemek mümkündür.
 Bu gün sınırları yıkan bu halk yarın Türk Arap, Acem  halkaları ve emekçileri ile sınıfları kaldıracağına dair umutları büyütmektedir

Hiç yorum yok: