19 Temmuz 2014 Cumartesi

Kongreye Giderken HDP Üzerine Düşünmek


Mahmut Balpetek
  Türkiye sol hareketi ve partilerinin güç birliği yada birlik arayışı yaklaşık kırk  yıl öncesine uzanmaktadır.  özellikle 12 Eylül sonrası sol, sosyalist hareketin birliğinde hatırı sayılır bir yoğunlaşma yaşandı ve yoğunlaşmadan  bir çok sonuç alındı. Gerek, legal alanda gerek ise, illegal alanda geçekleşen sayısız birlik  girişimleri kısa bir zaman periyotunun ardından akamete uğradı.Başarısızlığa zemin hazırlayan  salt öznel nedenler değil, nesnel nedenlerinde hatırı sayılır payı vardır.Sosyalist sistemin yıkılışı,teknolojik gelişim ile birlikte değişen üretim biçimi ve ilişkileri , dünyada ne liberalizmin  görece başarısı ve yükselen değer olması, sosyalist solun yeni durum karşısında ortak bir kuramda buluşamamaları gibi nedenler i sıralamak mümkündür. İki binli yılların ilk yarısına gelindiğin de yapılmış bütün birlik girişimlerinin sonuçsuz kalmış olması nedeniyle  birliğin kendisi konuşulmayacak hale gelmişti.

     Sosyalist solun bir kısmı ile Kürt özgürlük hareketi arasında, seçim ittifakı ve sistematik diyaloğun varlığı, çatı partisi girişimi benzeri  arayışların tarihinin eskiye dayandığı herkesin malumudur.
  Sosyalist solun hatırı sayılır bir kısmını içinde barındıran son birliğin  adresi  olan ÖDP’nin dağılmasının enkazından, çok sayıda küçük örgüt çıkmıştı.Sosyalist sol içinde yeni arayışlar uç vermeye başlamış, Kürt Özgürlük Hareketi’nin de bütün muhalif kimlik ve mağdur kesimleri ile birlikte daha kapsayıcı bir siyasal özne yaratma hedefi çakışmıştır. HDK,  böylesi bir örtüşmenin sonucu ortaya çıkmıştır.
  HDK’nın uzun ve yorucu çabalarının sonucu olarak  HDP’yi inşa etmiştir. HDP,  klasik sosyalist bir parti olarak kendini inşaa etmedi ve  edemezdi de. Farklı mağduriyet alanlarından toplumsal kesimleri  içkin kılan  parti  kapitalizmin parametreleri ile mücadele ederek, hedefine demokratikleşmeyi koymaktadır.Kaldı ki, Türkiye’de yeterince klasik sosyalist parti ve hareket mevcuttur. Güney Amerika’daki muhalefet hareketlerinin yan yana dizilişini andıran HDP’ sosyalist solun alışık olmadığı yollardan ilerlemeye çalışmaktadır.
 
 
 
   HDP programatik belgesinin girişinde “ Emek, eşitlik, özgürlük, barış ve adalet için…
İnsanlık tarihi bir mücadeleler tarihidir. Farklı ve tarihsel evrelerde ve düzeylerde cereyan eden mücadelelerin en önemli evrensel ortaklıkları eşitlik, özgürlük ve adalet arayışı olmuştur. Büyük altüst oluşların kaynağında bu idealler olduğu gibi, sınıflı toplumların tümüne damgasını vuran mücadelelerin esasında da bunlar bulunur.
Bu gün de bu mücadeleler sürüyor. Bu günün dünyasında, toplumların ırkçı, milliyetçi, militer, cinsiyetçi, muhafazakar ve piyasacı güçlere teslim olmasına karşı durmak, bu güçlere karşı geniş bir toplumsal desteğe dayanarak mücadele etmek büyük önem taşıyor. İnsanın insana kulluk etmediği, baskının ve sömürünün olmadığı, savaşların yaşanmadığı, ezen ve ezilen ilişkisinin son bulduğu; tüm insanlığın dil, din, renk, ırk, cinsiyet farkı olmaksızın, doğada insanı merkezine almayan, yaşamın her alanında eşit, özgür, insanca ve adil yaşadığı bir dünya bugün de bir özlem olarak varlığını sürdürüyor. İnsanlık tarihinde sağlanan gelişim ve elde edilen kazanımlar da bu özlemin boş bir hayal olmadığını gösteriyor”
  Eşitlik ve özgürlük mücadelesini kendine eksen alan parti bugünden yarını kurmayı, gelecek toplumsal formasyonun doğumuna çürümekte olan mevcut sistemin ebelik edeceği varsayımını öncül almaktadır.
    Ezilme biçimlerinin  her türlüsüne, karşı konumlanan parti, bütün ezilenlerin farklılıklarını koruyarak, ortak paydaları olan mağduriyetleri üstünden bir çatı inşa etmeyi tasavvur etmektedir.Bu tasavvurun başarısı demek bir taraftan, başka bir dünya inşasının nesnel koşullarını hazırlanması öte yandan öznel gücünü büyütmek anlamına gelmektedir.
  Farklı örgüt ve hareketlerin bağımsızlıklarını koruyarak ortaklaştığı noktalarda bir çatı altında durmayı başarmaları,  bileşenleri, sekter tavırlarından ve pranga gibi ayaklarına taktıkları aşınmış arkaik düşünce ve tutumlarından sıyrılmalarına bu dolayım ile nesnel durum karşında doğru tutum almalarını olanaklı kılacaktır. Bu değişim sadece sosyalist sol için değil, anti kapitalist inanç gruplarından, eril toplumla mücadele eden kesimlere kadar farklı toplumsal kesimlerin dönüşümünü, dolayısıyla birbirlerine yakınlaşmasını kolaylaştıracaktır.
  Toplumun içine sokulduğu fundamentalist ve milliyetçi  ırkçı cendereyi kırmak, demokratik bir toplumsal yaşamı alternatif kılmak mümkün kılına bilinir. Farklı bir yaşam modelini alternatif kılmanın bir çok yol ve yöntemi olabilir. Bunları bir birine alternatif hale getirmek  ve birini ötekisine kırdırmak yanlışına girmeden, birbirlerini besleyecek, yöntemler olarak algılamak ve bu minval üzerinden hareket etmek tarihsel bir görev gibi önümüzde durmaktadır. Bunu başaramadığımız durumda muhalefet  gibi görünen milliyetçi-ırkçı  muhalefet bloğu ya da fundamentalist iktidar bloğundan medet umar hale geliriz. Bu umar hali gogoyu beklemekten farksız bir durum olduğu gibi, niyetlerden bağımsız olarak, mevcut cenderede sıkışıp kalmamıza ve biri diğerinden  felaket ikilemin yedek lastiği konumuna düşmemize neden olacaktır.
   
   Toplanacak HDP kongresi kendisine biçilen tarihsel görevin bilinciyle davranarak, bütün bileşenleri aşan bir yerden toplumla teması güçlendirecek iletişim  kanallarını açmak ve toplumla buluşmanın araçlarını yaratmak zorundadır.
     Son söz yerine, somut bir öneri, Cumhurbaşkanlığı seçimi AKP ve “Çatı” adaylarının toplumu içine sürüklediği alternatifsizlik karşısında mevcut durumdan rahatsız  ÖDP, TKP … gibi partiler Halk Evleri’den Halk Cephesi’ne  ve anti kapitalist  müslümanları,  Alevi derneklerini… de içine alacak hareketler, DİSK, KESK, TTB, TMMOB’a değin demokratik kitle örgütleri ile iş birliği yapılarak gösterilecek adayın hem birlikte iş yapma kültürü, hem de geleceğin birleşik muhalefet  inşaası açısından önemli bir adım olacaktır. Bu adımın  atılması için kongrede karar alması ve bunu hayata taşıyacak heyetin görevlendirilmesi, Türkiye’nin karanlığa doğru sürüklenmesini engelleyecek aydınlık ışığının çakılması anlamına gelecektir. Bu tarihi adımın kongre tarafından atılacağı umudu ile kongrenin  eşitlik, özgürlük ve barış yolunda ilerleyişini sürdürmesini diliyorum.

Hiç yorum yok: