19 Şubat 2015 Perşembe

Ben Bilmem Merkez Bilir


Tayfun İşçi
Seçimler yaklaşıyor. Adaylık sorunu her partinin en önemli sorunu olarak tartışmalara neden oluyor. Kitleler adayları tartışırken, parti merkezleri adayların tartışılmasını bir kenara bırakıp, seçim için çalışmaların hızlandırılmasını istiyor. İstisnasız her parti bu anlayışta birleşiyor.
yukarıAKP adayların belirlenmesini sultanına bırakmış. CHP’de adayların belirlenmesi başkanın kontenjanında. Parti muhalefeti ön seçim de direniyor. MHP ön seçim sonrası başkanın değerlendirmesinde, adaylarına yoğunlaşmış. Bizim HDP’ de adaylar merkezin havuzunda biriktirilip merkezin değerlendirmesini bekliyor.
Sözün özü; En demokratından en katı merkeziyetçisine kadar, merkez, bütün partilerde adaylık konusunda belirleyici. Merkezcil anlayış yaşamın tüm alanlarını kuşatmış durumda.




Partilere bakıyor, ardından da katılımcılığı, ademi merkeziyetçiliği, doğrudan demokrasi ninilerini dinliyorum. Hele yerellik ve özerklik söylemlerinin yanı başında merkez lafını duyunca “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” demekten kendimi alamıyorum.
Şu merkezlerin çekiciliğini düşünüyorum. Size bir şey açıklamama izin verin lütfen. Türkiye’de resmi verilere göre işçi sayısı kadar “başkan” varmış. Adeta bir baş olda istersen soğan başı ol misali.
Merkezlerin ve başkanların her köşeyi kuşattığı bir ortamda, Allahın hikmetine bakın seçimin birinci tartışması “başkanlık sistemi” Gülsem mi? ağlasam mı? Bilemiyorum.
Partiler yasasından mıdır? Yoksa parti zihniyetinden midir? Doğrusu bilmiyorum. Bu partilerin ne çok ortak noktası varmış meğer. Hepsinde aynı tonda kitlelere uyarılar yapılıyor. “Adayları değil, seçim çalışmalarını tartışalım.”
Hiç unutmam Cem Karaca’nın bir parçası vardı.
“İşçisin sen işçi kal.
Giy dedi tulumları”
Kitlesin sen kitle kal. Koş hemen sokaklara misali.
Merkez demek yukarı çıkmış olmak demek. Merkez demek seçkin demek. Madem ki merkez seçkin demek. Merkeze taşınacakların da seçkin olması gerek. İş seçkin ve sıradan ayırımında bitiyor. Varsın her parti eşit yurttaş, eşit-özür ilişkiden söz etsin yaşanan gerçek bu.
Her parti başlıyor seçkinlerini aramaya. Arama dediysem eğer; Sokaklar veya mücadele alanları değil elbet. İlk iş televizyonlara bakmak, sonra gazetelere, ha bir de konferanslara… ki buraları kapmanın da hangi ilişkilerden geçtiği malum. Sonra tut elinden getir merkezlere. Merkezin belirlediği adaylarla halka vekil tayin ediliyor. Merkezin seçkini kitlenin vekili oluyor.
Vekilleri merkez seçer, çalışmayı kitle yapar anlayışı, vekilleri çalışan kitleler arasında aramaz. Çalışmak ve kitle olmak sıradanların işidir.
Çalışmadan kitle içinde yıpranmamış seçkinliği yakalamış olanlara ulaşılır. Eli iş yapmayan ağzı laf yapan cambazlara. E… bunlar nerde bulunur. Elbette ki kendisini bilgin, âlim, gazeteci yazar olarak piyasada kabul ettirmişler arasında. Piyasanın da kuralları malum. Anlatmaya gerek yok.
E…Şimdi , Yunus Emre’yi nasıl anmazsın
“Bilim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmez isen bu nice okumaktır.”
Be kardeşim madem ki âlimdirler. Kendilerini bu güne kadar bilmişler midir? Vekil olmak istedikleri zeminde bu güne kadar hiç kendilerini bulmuşlar mıdır?
Geçmiş seçimler sonrası yapılan eleştirileri inceliyorum. Dürüst olanlar ciddi hatalar yaptıklarını açıklıyorlar. Bu açıklamaları yapanları gözlüyorum. İşte seçimler yaklaşıyor. Aynı yol, aynı tutum, aynı zihniyet. Fazla değil, bir yıl sonra yine yapılan hatalardan söz edilecek. Yol yöntem aynı olunca sonucun aynı olması kaçınılmaz.
Zaman zaman kitle içinde konuşuluyor. “Yahu bu adayları bilmeyiz, tanımayız mısır patlağı gibi nerden patlıyor bunlar?” Soru zor cevabı zor. Eleştirinin yönü merkeze uzanınca… Bir suskunluk. Bir o yana bir bu yana bakışmalar. Sonrada merkeze karşı suç işlemiş gibi lafı değiştirmeler.
Tartışmanın sonucunu mu merak ediyorsunuz? Alın size sonuç. Genellikle “Biz arkadaşlardan daha mı iyisini bileceğiz?” Arkadaşların elbette bir bildikleri vardır.
Kolektif üretim, kolektif yönetim, komünal toplum hakkında o kadar yazı, o kadar konferans, o kadar eğitim . Sonuç “BEN BİLMEM MERKEZ BİLİR”

Hiç yorum yok: