Mahmut Balpetek
Sınır Tanımayan Özgürlük Savaşçısı, Necmettin Büyükkaya
Necmettin Büyükkaya; dört parçaya bölünmüş Kürt coğrafyasının kuzeyinde Siverek’e bağlı Karahan köyünde 1943 yılında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Siverek’te tamamladı. O dönemde Siverek’te lise olmadığı için Diyarbakır’da Ziya Gökalp lisesinde öğrenimini sürdürdü. Ancak bir yıl sonra maddi imkansızlıklar nedeniyle okulunu bırakmak zorunda kaldı. Diyarbakır’dan ayrılıp Adana’ya gitti.
Burada hem çalıştı hem de liseye devam etti. 1965 yılında liseyi bittirdi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimini sürdürmek üzere İstanbul’a gitti. Üniversite yıllarında da çalışarak eğitimini tamamlamaya çalıştı.Ailenin ekonomik koşulları ve dönemin toplumsal koşulları onun dünya ve ülke sorunları ile erken yaşta tanışmasını sağladı. Bu dolayım ile örgütsel mücadeleye katıldı.
Necmettin 1966 yılında Siverek Yüksek Tahsil Talebe Cemiyeti, Urfa Talebe Cemiyeti ve İstanbul Talebe Cemiyeti’ne katıldı. Aynı yıl Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP), bir yıl sonra da Fikir Kulüpleri Federasyonu’na üye oldu. TİP üyeliği ile başlayan siyasi hayatı Kürt özgürlük hareketine yönelmesi ile devam etti.
Aynı yıllarda İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde Kürt aydınların siyasi faaliyetleri de yoğunlaşmıştı. 1969-1971 DDKO kuruluş çalışmaları hız kazanır. Necmettin Büyükkaya’da İstanbul’da yaşayan bir grup aydın ile birlikte İstanbul DDKO’yu kurar ve kurucu başkan görevini üstlenir. O, artık demokratik Kürt hareketinin gençlik liderlerinden biridir. Bu konumu onun Kürdistan’daki siyasi hareketlerle ilişki kurmasında kolaylaştırıcı işlev sağlar. Kendisi aynı zamanda DDKO’nun arkasındaki illegal komitenin beş üyesinden biridir. Kürt demokratik hareketinin bütün faaliyetleri bu komite aracılığı ile sağlanmaktaydı. Davasına bağlılığı ve cesareti hem savaştığı güçlerin hem de siyasi örgütlerin dikkatine mazhar olur.
12 Mart 1971 askeri darbesi sonrası bütün siyasi ve demokratik kurumlarla birlikte DDKO’da kapatarak yasaklanır. Pek çok aktivist gibi Necmettin’in de ülkede kalma koşuları ortadan kalkmıştır. Bu yıllarda İstanbul’dan ayrılmasını yoldaşı Celal Uzun’a; ”İstanbul’da kaldığım evin sokağında asker karakol kurmuş dışarı çıkmam durumunda yakalanma ihtimalim çok yüksekti. Bu durum karşısında Yılmaz Güney’den yardım istedim ve Güney’in gönderdiği iki kadının yardımı ile evden çıkıp İstanbul’dan ayrılabildim” şeklinde anlatır. İstanbul’dan Ömer Özsökmenler ile birlikte Siverek’e gelir. Bir süre köylerde saklanır. Ancak Siverek’te kalması riskli hale geldiğinden 26 Haziran 1971’de asıl amacı olan Güney Kürdistan’a geçer ve 10 Temmuz 1971’de Doktor Şıwan önderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi – Türkiye (PDK-T) üye olur. Partide dil ve siyaset üzerinde çalışmalar yapar. Sait Elçi ve Dr. Şıwan’ın öldürülmesi vakasının ardından Şıwan’ın arkadaşları dağılır. Necmettin , 22 Şubat 1972’de Güney Kürdistan’dan ayrılarak Batı Kürdistan’a geçer. Kamışlı’da Cemil Paşa’nın evinde bir süre kalır. Burada çeşitli siyasal ilişkiler geliştirir.
22 Eylül 1972 tarihinde Suriye’den ayrılarak Prag’a oradan da 6 Ekim 1972’de İsveç’e gider. Artık o bir siyası mültecidir. Mültecilik statüsü alması ile birlikte Avrupa, sosyalist ülkeler , Suriye, Lübnan arasında mekik dokur. Artık nişangahında hareketi toparlamak ve yeniden inşa sürecini devreye sokmak vardır. Bununla birlikte tiyatro etkinliklerinin içine girer. Yani, dağlarda iyi bir Peşmerge, , kentlerde sosyalist, siyasal faaliyet ve sanatçı duyarlılığına sahip zengin kimliği kişiliğinde birleştirmeyi başarmıştır.
1974 genel affı sonrasında 1975’de ülkeye döner. Dönüşünün bir yıl geç olmasının nedeni dönmek için gereken maddi imkanları sağlamak amacıyla çalışmak zorunda kalmasıdır. Ülkeye dönüşünden sonra PDK-T ‘yi yeniden inşa eder ve partinin liderlerinden biri olarak görev üstlenir.
Ortadoğu’nun CHE’si
1975’de Barzani KDP’si Irak rejimine karşı silahlı mücadeleyi bırakma kararı alır. Ancak KDP içinden ve dışından bu karara itiraz eden grup ve bireyler mücadeleyi sürdürme iradesini taşırlar. Aralarında Marksist Leninist ideolojiye sahip Şahap Şıx Nuri önderliğindeki KOMELA, Celal Talabani önderliğindeki Bizuti Newa ve Ömer Debabe önderliğindeki Xeta Gişti grupları silahlı mücadeleyi sürdürmek üzere birleşme kararı alırlar.Birleşme Yekitina Müşlümanı Kürdistan (KYB) çatısı altında Celal Talabani liderliğinde gerçekleşir. Kuruluş kongresinde savaşmaya devam etme kararı alınır. Savaşın başarısı için Kürdistan’ın diğer parçalarındaki dost ve kardeş partiler ile lojistik destek için temaslara geçilir. Kuzey Kürdistan’da temasa geçilecek örgütlerden biri de Necmettin’in liderliğindeki PDK-T’dir. Ömer Debabe başkanlığında bir heyet PDK-T heyeti ile temasa geçerek görüşür. Görüşmede; PDK-T’den savaş için sosyalist ülkelerden Suriye’ye gelecek araç ve gereçlerin kendilerine ulaştırılması, savaşta hasta ve yaralı Peşmerge‘ lerin tedavisinde destek olunmaları talep edilir. KYB ve PDK-T heyeti bu destek konusunda anlaşırlar.KYB’nin savaşa başlaması ile dört parçada zorlu bir süreç başlar. İnşası yeni tamamlanmış sınırlı bir kadroya sahip PDK-T altına girdiği yükümlüğün basıncıyla iç tartışmaya girer. Partinin çoğunluğu KYB’ye yardım yapamayacakları görüşündedirler. Buna karşı Necmettin; savaşa giren Peşmerge’yi yalnız bırakmanın onları dağlarda ölüme terk etmek demek olduğu görüşündedir. Partinin kararına rağmen yardımı devam ettirmek amacıyla yeni girişimler içine girer. O artık sabah Kürdistan’ın bir parçasında iken öğleyin bir başka parçasındadır. Diğer bir gün Lübnan ya da Filistin’ deydi. Necmettin’in bu tutumuna karşı partideki statüsü dondurulur ve parti ile ilişkisi askıya alınır.
Yeniden Yeniden Sınırları Aşmak
Dostu, sonradan yoldaşı da olacak Celal Uzun, önceleri Barzani’nin KDP’sinin sempatizanıdır. Necmettin’in Celal’a Dr. Şıwan’ı ve onun ideolojisini anlatarak zaman içinde politik duruşunu dönüştürmeyi başarır. Partinin Necmettin’in ilişkisini dondurduğundan habersiz olan Celal Uzun, PDK-T’ye üye olmak ister ancak Necmettin beklemesini ister . Necmettin’in bu isteği parti ile yaşadığı sorunun ötesinde Kürt özgürlük mücadelesine sınırlara sığmayan bir yerden bakmasındandır. Bu yaklaşımını Celal’e “asıl hedef KYB’nin başarısı için Suriye’de bulunan araç gerecin onlara ulaşmasını sağlamaktır. Zira KYB’nin başarısı bütün Kürtlerin özgürleşmesinin olanaklarını yaratmaya namzet olarak görür. Bu düşüncesini; partili olmanın anlamı bu sürece konulacak pozitif katkıda saklıdır, şeklinde özetler.
Suriye’de bulunan Ömer Debabe; savaş gereçlerinin temini ve depolanması işini, Necmettin ise onların Türkiye üzerinden Güney Kürdistan’a Peşmergeler’ e ulaştırmayı üstlenir. Ancak parti ilişkisini dondurduğundan yanlız kalmıştır. Böylesi zorlu görevi tek başına gerçekleştirmesi mümkün değildir. Bu durumu Celal ile paylaşır ve ondan destek ister. Celal arkadaşı Necmettin’e tam destek verir. Bu destek, yoldaşlık ilişkisinin başlaması anlamına da gelir. Necmettin, Celal’ dan bir ekip kurmasını ister. Celal sınırı aşmak konusunda uzman olan ve geçimini kaçakçılıkla sağlayan Remo Gavan lakaplı
( Ramazan Yayan ) kişiyi düşünür. Zira, Remo Gavan’ın bu işi yapmak için sınır bölgelerinde esaslı ilişkilere sahiptir. Ancak Gavan’ın politik biri olması onu kaygılandırır. Kaygısını Necmettin ile paylaşır. Necmettin bu işi yapacak olanın politik olması çokta önemli değildir, bu işi yapma gücüne sahip ve güvenilir olması yeterlidir, der. Celal; Remo Gavan ve ekibini işin içine katarak üstlendikleri görevi gerçekleştirmek üzere yola çıkarlar.Önceleri sınırdan gelen gereçleri emanet araçlarla gidecek bölgeye sevk ederler. Ancak bir aşamadan sonra KYB’ daha hızlı ve güvenli transferin gerçekleşmesi için, bir kısım malzemeyi satmalarını, elde edilen para ile bir araba alınmasını önerir. Bir araba bedeli kadar gereç satılır ve bununla Renault marka bir binek araba alınır. Bir süre bu araç ile nakil işi yapılır. Ancak binek bir arabanın bu işin gerçekleşmesinde yeterli olmadığı görülünce binek araba satılarak yerine kamyonet alınır ve transferde bu araba kullanılır.Ancak büyük transferlerde kamyonlar kullanılır. Örneğin YKB’nin Behazat isimli yetkilisi, 1977 yıllı kış aylarında Kuzey Kürdistanlı bir Kürt örgütünde bulunan silahlarının bir kısmını acil ihtiyaç nedeni ile almak ister. Ancak örgüt yöneticisi kış şartları nedeni ile malzemeyi bulunduğu yerden çıkarmanın mümkün olamayacağını belirtir. Ardından Celal uzun ile iletişime girer. Ancak Celal’ in stoklanmış malzemesi yoktur. Celal, Remo ile haberleşir ve birkaç gün içinde bir kamyon malzemenin Türkiye’ye geçirileceğini öğrenir. Celal, Behzat’a beklemesi durumunda malzemenin kendisine istediği bölgede teslim edebileceğini söyler. Behzat zor kuşatma alınmış morali hayli düşmüş Peşmergeler’e bu malzemeyi ulaştırmanın hayati öneminden dolayı bekleme kararı alır. Malzemeler; Türkiye sınırlarına gelir. Celal, gelen malzemeyi sınıra yakın bir köyde karşılar. Gereçlerin bir kısmını boşaltarak, boşaltılan kısmına saman koyarak kamyonu istenilen bölgeye gönderir. Bir örgütün elinde bulunan malzemeyi hava koşulları nedeni ile veremediği gereçleri, Necmettin ve arkadaşları Rojava’dan getirip, Peşmerge’ye ulaştırmayı başarırlar.
O, Bir Militandı
Necmettin 1978’de bir gurup arkadaşı ile birlikte KAK’ı (Komeleya Azadiya Kürdistan) kurar. Kurulan örgüt kadro düzeyindedir. Örgütün kadro düzeyinde kalmasının nedeni, asıl hedefinin Kuzey Kürdistan’da farklı örgütler ile birlik inşa etmektir.Bir taraftan örgütsel faaliyetler, diğer taraftan birlik görüşmeleri öte yandan Peşmergeler’ in başarısı için militanca çaba adeta Necmettin’in kişiliğinde birleşmiş durumdadır. Celal, güvenlik güçlerince gizlenen malzemenin yerinin öğrenilmiş ve baskın yapılacağı bilgisini edinir. Bu bilgiyi Necmettin yoldaşıyla paylaşır. Devamında malzemenin yerini değiştirmeye karar verirler. Malzemeler, güvenli bir yere nakil edilmek üzere traktörde gizlenir. Bir çocuk kaptanlığında at arabasının onlara eskortluk yapması için görüş birliği oluşur ve yola çıkılır. Necmettin ve Celal traktör üstünde silahlıdırlar.Eskort eşliğinde kısa bir mesafe sonunda Necmettin, Celal’e eskortun sürücüsü çocuğun güvenilir olmadığı düşüncesiyle Celal’in de eskortluk yapan at arabasına geçmesini ister. Celal, bu görüşü uygun görür ve silahını Necmettin’e vererek eskortluk yapan at arabasına geçer. Arma olması muhtemel noktada bir anda hızlanıp eskortu sollamaya çalışır. Tam at arabasının yanından geçerken Cela, at abrasından traktörün arkalığına atlayarak ona verdiği silahını geri alır. Celal, yoldaşının bu davranışına şaşırır ancak o an bir tepki vermez. Biraz mesafe aldıktan sonra hava kararır. Kaptan farları açma düğmesine basınca farların arızalı olduğunu anlarlar. Yanlarına aldıkları el feneri ile sırayla kaptana ışık tutarak çok zor şartlarda yol alırlar. Sabah malzemenin gizleneceği köye ulaşılır. Artık malzeme emin ellere teslim edilmiş. Dönüşte Celal, neden yalnız başına kendilerini geçme girişiminde bulunduğunu sorunca Necmettin ona senin beş çocuğun var sana bir şey olsaydı ben sana ve çocuklarına bakamazdım. Ama sen hem bu yardımı yollayabilir, hem de çocuklarıma baka bilirdin. Sanırım, Necmettin’i en iyi anlatan bu davranışı olsa gerek.
Diyarbakır Toplama Kampında Sonlandırılan Hayat
Necmettin, 15 Nisan 1982 yılında yakalandığı Diyarbakır’da , 24 Ocak 1984 yılında işkence ile katledilir. Ölümün otuzuncu yılında Siverek’te mezarı başında anıldı. Mezarlıkta, dünyanın ve Kürdistan’ın farklı parçalarından yoldaşları, arkadaşları ve akrabalarından oluşan kalabalık bir topluluk vardı. Mezar anmasın da konuşan yoldaşı YKB politik büro üyesi Melle Bextiyar ve BDP Urfa Büyük Şehir Belediye Başkan adayı Osman Baydemir’in konuşmaları, Necmettin’in geçmişten geleceğe nasıl bir köprü olduğunu anımsatır nitelikteydi. Melle Bextiyar konuşmasında bu gün Güney Kürdistan varsa sosyalist görüşe sahip olan Necmettin’in katkısını kelimeler ile anlatmak mümkün değildir diye başladığı konuşmasını; biz uzun süren direnişimizde bir çok yoldaşımızı hatta Ali Asker gibi üç politik büro üyemizi kaybettik. Hiç birinin heykelini yapmayı düşünmedik ama Necmettin’e ödenmesi gereken bir borç olarak gördüğümüzden heykelini kentimize diktik. Dikkatimi çeken bir nokta Melle Bextiyar’ın Necmettin’den söz ederken sıkça Selah ismini kullanmasıydı. Celal Uzun’a Selah nedir diye sorduğumda aldığım yanıt Necmettin’in bir başka özelliğini görmemi sağladı. Necmettin, kendisine bir şey olması durumunda Güney’ e gidecek yardımın aksamaması için Celal’i Suriye’de bulunan YKB yetkilisi Salih Debabe ile tanıştırmak için Suriye’ye götürür. YKB Necmettin ve Celal’i iki kardeş olarak gösteren kimlik çıkarır. Necmettin’in kimliği Selah Mehmet Ali, Celal’ın ise Abdullah Mehmet Ali olmuştur. Melle Bextiyar’ın Necmettin’den sıkça Selah diye bahsetmesinin nedeninin bu Suriye ziyareti olduğunu Celal’ın anlatısıyla anlamış oldum. Osman Baydemir’in konuşması hiçbir çabanın boşa gitmediğinin ifadesiydi.Baydemir konuşmasında; sen kavgaya başladığında ben doğmamıştım, sen öldüğünde ben çocuktum ama bu gün senin bayrağın benim, bizim elimizdedir diyerek kavganın ölenle ölmeyeceğini bize anımsattı.
Siverek’te mezarı başında başlayan anma, 25 Ocak tarihinde Diyarbakır Cigerxun Kültür Merkezi’nde geniş katılımlı sempozyum ile sürdü. Ahmet Türk’ün açış konuşması, Diyarbakır Eş Belediye Başkan Adayı Fırat Anlı’nın moderatörlüğünde, İsmail Beşikçi, Melle Baxtiyar, İbrahim Babaoğlu, Faik Bulut’un konuşmalarıyla sona erdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder