12 Ağustos 2013 Pazartesi

Marks’a Verdiğimiz Bu Eziyet Niye?


Rıza Aydın
 Zavallı Marks diyesim geliyor bazen, senin kendini Marksist sananlardan çektiğin kadar –acaba- kendi taraftarlarından, kendini sevenlerinden çekmiş bir başka Allah’ın kulu daha olmuş mudur diye, sevgili Marks’a sorasım, onunla böylesi dertleşesim geliyor.
Marx 2
Marks’a yapılan bunca eziyet onu anlamamaktan mı kaynaklanıyor, yoksa bir başka kasıt mı var diye soracak olursanız eğer, yüreğimden kopup geldiği gibi gürül gürül, yine Marks aşkına Marks için söyleyebilirim ki, neden birinci kaynakta aranmalı. Bunun nedeni tabi ki kendi eksikliğimiz, onu kavrayacak, onu anlayacak yeterli donanıma sahip olamayışımızdır.
Lenin yıllar yıllar öce bu tehlikenin nedenini bize hissettirmek için “Felsefe Defterlerinde” şöyle dememiş miydi:
“Marx (büyük M ile ) Mantık kitabı bırakmadı, ama “Kapital” in mantığını bıraktı bize; ve söz konusu sorunun çözümü için bu mantıktan sonuna kadar yararlanmak gerekir. Hegel’de değer taşıyan ne varsa almış ve ilerletmiş olan bir maddeciliğin mantığı, diyalektiğin ve bilgi teorisi [üç sözcüğe ihtiyaç yok aslında: üçü de aynı şeydir bunların] belli bir bilime uygulanmasıdır “Kapital” de. Sf:266
Aforizma: Hegel’in mantığının tümü iyice incelenmeksizin ve anlaşılmaksızın Marks’ın “Kapital”inin ve özelliklede Kapital’ in birinci bölümünü bütünüyle anlamak olanaksızdır. Şu halde hiçbir Marksist, ondan yarım yüzyıl sonra bile Marks’ı anlamış değildir.” (Sf : 146)
Marks’a çektirdiğimiz bu eziyetin bir kaynağı hiç kuşkusuz bu ise de diğer bir kaynağı da onu iyice okuyup anlama zahmetine katılmadan kulaktan dolma galatıyla meşhur şeylerle durumu götürmeye çalışmamızdır. Şimdi tabi siz nereden çıktı bu iç çekiş, bu yakınma diyeceksiniz sözü uzatmadan söyleyeyim: türban tartışmalarıyla ilgili “ÖDP İletişim”e yazan sevgili bir dostumuz:
Sol gericiliğin devlet destekli tüm yapılaşmalarına karşı mücadele etmek zorundadır. Ustanın söylediği gibi “Din Afyondur” diyebilecek kadar yürekli olmak zorundadır” diyor. 
Yiğidin harman olduğu Çukurova’dan bu çağrıya destek veren diğer bir dostumuzsa o yiğitliğini gösterip “Din Bir Afyondur” diye vurgulayarak bu yürekliliğini gösteriyor.
Tamam dostlar bu yiğitliğimizi biliriz bilmesine de, zaten bunu bilmeyenimizde yoktur, eşkıya dünyaya hükümdar olmaz türküsünü hep bir ağızdan çığırırken kaç kez keyifle ilan etmişizdir bunu “yiğitlik yolunda üstüme yoktur” diye, hani sahiden de yoktur yok olmasına ama ustalarımızın ustası Marx böyle bir şey demiyor ki, sorunda bu işte.
Şeytan ayrıntıda gizlidir babında isterseniz Marks’ın o sözlerini buraya alıp onun üzerinde düşünerek konuşalım mı? Ne dersiniz? Doğrusuda bu değil mi ?
Dinsel sıkıntı bir yandan gerçek sıkıntının ifadesi, bir yandan da gerçek sıkıntıya karşı bir protestodur. Din, aklın içinden atıldığı toplumsal koşulların ruhu olduğu gibi, ezilmiş yaratığın iç çekişidir, taş yürekli bir dünyanın ruhudur1 da. Din halkın afyonudur.
Halkın aldatıcı mutluluğu olan dinin ortadan kaldırılması, halkın gerçek mutluluğunun beyan ettiği taleptir.” Marks: “Hegel’in Hukuk Felsefesinin Eleştirisi”nin “Giriş” bölümünde, (“Din Üzerine” sol yayınları sayfa: 38)
Marks ustamızın söylediklerini önümüze alıp üzerinde düşünerek konuşacak olursak eğer “Din halkın afyonudur” sözü ile “Din Afyondur” sözünün aynı olguyu anlatmadığını, ikisi arsında sözel benzerlikten başka bir yakınlık olmadığını görürsünüz.
İşte bu satırları yazan garibimin hayatı bu iki olgunun arasındaki farkı anlatmakla geçiyor. Marks, kendini savunduğu konusunda imanı tam olan sevenlerine bu iki olgu arasındaki farkı anlatmak için birilerinin neler çekeceğini bilseydi, bu formülasyonu yine öyle yazar mıydı yada nasıl yazardı bilmiyorum ama işimiz sahiden zor.
Ne yapalım Marks’ın yolu aşkına katlanacağız buna; katlanıyoruz da. İmanı bütün solculara doğru sandıklarının doğru olmadığını söyleyip gerçeği, sözün doğru kavranışını anlatmak atomu parçalamak kadar zor geliyor bu garibana.
1 Bu cümleyi başka bir çeviride: “Din vicdansız dünyanın vicdanıdır, din halkın afyonudur” deniyordu, muhabbetlerde bu aklıma gelir bu halini anarım.

Hiç yorum yok: