28 Eylül 2015 Pazartesi

Ayşen Hanımın Malikanesinde!



Ferhan Umruk
Bu vakitler bir göçebe gibi kah orada kah şurada değişik mekanlarda dolaşıp duruyorum.
Sıcak buram buram yayılıyor, üzerimi kaplıyor.
Fotoğraf-0373
Şimdilerde Ayşen hanımın malikanesinde! kavurucu sıcaklarla baş etmeye çalışıyorum. Onun sevgili kedisi Düş’e nezaret etmek, sevgi göstermekte işimin bir parçası.
O bir kara kedi, özgürlüğüne düşkün, misyonuyla örtüşen bir anarşistin karakterini sergiliyor.
Ve bir de made in P.R.C. bir radyom var tek bir kanalı net olarak alan.
24 saat Türk sanat müziği yayın yapan TRT’nin bir kanalı. Sessizliğin umarsızlığını aşıyor şarkılar. İşte yine yayılıyor etrafa bir şarkı daha,seninle bir sonbahar akşamıydı tanıştık…
Radyoyla bu sıkı alakam, beni Nazım’ın şiirine sürüklüyor.



Kokainoman, eroinoman, nikotinoman, megaloman filan var ya Hacı Baba,
elli beş yaşında bir radyomanım. Yani illetimiz radyomani.

İnsanların seslerini dinliyorum. Dünyanın dört bucağından bana sesleniyorlar.
Onlarla alâkamız uzaktan, yaptıkları işler umrumda değil.
Bunları nasıl anlattıklarına meraklıyım. Şarkılarını da seviyorum doğrusu.
Hangi dilde, hangi usulde olursa olsun. Yeryüzünün bütün şarkılarını…”
Evet, ben şiirdeki gibi dünyanın dört bucağını dinleyemiyorum.Olsun yine de şarkılar güzel.
Demek ki, şu vakitler ben de radyomani illetine tutulmuş durumdayım.
Ne var ki, şu dinlemekte olduğum TRT kanalı hayatın şarkılardan ibaret olmadığını hatırlatıyor ansızın, spikerin okuduğu haber de ‘Genel Kurmay Başkanlığı’nın açıklamasına göre Türk savaş uçaklarının bombaladığı kamplarda 263 terörist etkisiz hale getirildi, 400 teröristte yaralandı’ deniyor.
Sonra bir arkadaşımla konuşurken, savaş uçaklarının bir Kürt köyü olan Zergele’yi de bombaladığı sivillerin, kadınların öldürüldüğünü öğreniyorum.
Savaşın şiddeti, acımasızlığı sarıp sarmalıyor bu coğrafyayı.
Oysa kaç yıldır silahlar susmamış mıydı? Türk ve Kürt gençlerinin tabutlarla omuzlarda taşınışını görmekten kurtulmamış mıydık?
Yeniden savaş tamtamların gürültüsü içinde insanlar boğulmak isteniyor.
Bu savaşın ‘Sarayın savaşı’ olduğu söyleniyor.
7 Haziran seçimlerinde umduğu sonucu alamayan ‘Saraylının’ mızıkçılık yapıp tekrar seçim istediği ortak kanaat haline gelmiş durumda.
Fakat ‘Saraylının’ mızıkçılığının faturasının çok ağır olduğu, her gün yaşanan can kayıplarıyla besbelli değil mi?
Savaş kışkırtıcıları terör, terör diyerek çığlık atıyor.
İyi de düne kadar Kürt yok, kart kurt var diyen sen değil miydin?
Kürdün anadilde eğitim hakkını neden çok görüyorsun?
Neden tek etnik kimlikte ısrar ediyorsun?
Dolmabahçe mutabakatını reddedip, demokratik çözümün yolunu tıkayıp, silahları kınından çıkarıp bu toprakları kan gölüne çevirmek isteyenler, bu defa yenilecek.
Ve radyolarımızda şarkılarımızı dinlerken, savaş haberleriyle karşılaşmayacağız.

Hiç yorum yok: