28 Eylül 2015 Pazartesi

KAFALARDAKİ PRANGALAR VE PUTLAŞTIRMA, YENİLENME VE YENİ BİRLİKTELİKLER



Çetin Serfidan
Ben her türlü inançta “PUTLAŞTIRMA”nın beyinleri uyuşturduğuna inananlardanım.
Değişmez mutlak doğruları ret ederim. Bu nedenle farklılıkların birlikteliğini ve farlılıkların bir arada olduğu bir örgütlenmenin bir zenginlik olduğunu savunurum. Çoğunlukçuluğu değil çoğulculuğu savunurum.
hdp
Buda beni klasik parti anlayışından koparır. Ama bu kopuş “inkârcı” toptan ret eden bir tavır değildir.
Bunun için tüm devrimci hareketlere sahip çıkar onları bizim ortak tarihimiz olarak kabul eder ve sahiplenirim. Ancak bunlara“tapmam, putlaştırmam.” tümüne eleştirel yaklaşırım.
Her harekette kendi özgün şartlarında hele başarılı olmuşlarsa çıkarılacak enternasyonal dersler örnek alınabilecek öğeler vardır diye düşünürüm


Lenin, Mao, Kastro, Che,  Ho Chi Minh,   vb. ret edilebilir mi?
Bunlar olmadan sosyalizmin tarihi anlaşılabilinir mi? Bunlar yoksa sosyalizmin tarihi de yoktur.
Peki, bunların yaptıkları aynen bugün örneğin ülkemize veya bir başka ülkede uygulanabilir mi?
Sorgulanması gereken budur.
Ben buna kesinlikle hayır diyorum. Herhalde bu önderlerden biri bugün yaşasaydı onlarda hayır derlerdi.
Çünkü bu önderlerin özgünlüğü kendi ülkesinin şartlarına en uygun strateji, taktik ve örgütlenme biçimlerini geliştirerek başarılı olmuşlardır.
Bu nedenle yaptıkları asla “taklit edilemezler”
Nitekim Küba’nın efsanevi kahramanı, Marksist, Küba gerillaları ile Enternasyonalist gerillaların devrimci lideriChe Bolivya’da yenilmiştir.
Ülkemizde birçok örgüt yapılanma bu önderlerin kendi ülkelerinin özgünlüklerini göz önüne alarak yaptıklarını Ülkemizde, ülkemizin özgünlükleri değerlendirilmeden bir şablon gibi taklit etmeye kalkmışlardır. Tabii ki sonu fiyasko ve yenilgi ve seneler heba olmuştur.
Düşünüyorum da bu ülkede Enver Hoca’cı bile vardı.
Tıpkı Müslümanlığın mezhep ve tarikat bölünmesi gibi. Ya da aşiretler kabileler gibi..
Ayrıca bu önderlerin öğretileri kendileri öldükten sonra o ülkelerde de ne yazık ki sürdürülmemiştir.
Vietnam’ın bu günkü durumu ortadadır.
Lenin öldü, Sovyetler Birliği’nde Leninizm de öldü. Sonuç ortada.  
Çin’de Mao öldü Maoizm de bitti.
Bugün tek medarı iftiharımız da Küba’da, Kastro ölünce ne olacak? Hiç birimiz bir şey söyleyemeyiz.
Kuzey Kore’de nerede ise hanedanlık kuruldu.
Reel sosyalizme ilişkin bu gözlemlerimden eleştirel yaklaşımımdan sonra  
Tüm sosyalizm tarihimize tüm hatalara rağmen saygı duyduğumu ve sahiplendiğimi bir kez daha ifade ederim.
Geçmişten hiç ders çıkartmamışların, geçmişe demir atmışların, hala geçmişte yaşayanların, kafaları prangalı olanların bu günlere bir katkı yapabileceklerini sanmıyorum.
Bunlar geçmişte TİP’i anlayamadılar. Bu günde HDP’yi anlayamıyorlar.
Ve bu gün bile ne yazık ki hala  12 Eylül öncesi jargonla konuşabiliyorlar ve TİP için Oportünist diyebiliyorlar.
Bunlar devrimi istemekle, kitleler olmadan 3-5 kişi ile hemen yapılabilen “iradi” bir şey sanıyorlar.
Benim bunlara diyeceğim o ki, gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz.
Fakat geçmişte kalan bu kişilerin ağabeyleri ya da “ideolojik önderleri” bu gün neredeler.
Aynı koroda olanların büyük çoğunluğu 12 Eylülden ve duvarın yıkılmasından büyük dersler çıkardılar.
Ben de ve bizler de dersler çıkardık.
Ben TİP’li geçmişimle her zaman öğünen, TİP’li olmakla gurur duyan biriyim.
Ama tüm saygıma karşın O TİP’e ben de eleştirel yaklaşıyorum.
TİP’in birçok uygulama ve önermesinin bugünde geçerli olduğuna inanmakla birlikte çağımızın koşullarında tüzük ve programının (özellikle örgütlenme ve sosyalizm modelinin) güncelleştirilmesi gerektiğine inanıyorum.
*******
Yukarıda bahsi  geçen arkadaşların bir kısmı Kuruçeşme toplantılarında bir kısmı da Geleceği birlikte kuralım Taksim toplantılarında yeni bir arayış içinde yeni bir yola koyuldular.
Kuruçeşme’ye bazı TİP’li ve TİSP’li arkadaşlar Bakırköy Atılım’da TKP’li farklı ve çizgiden sosyalistle bir araya gelerek  aşağıdan yukarı destek sağlamak istedik.
Özellikle tabanda birleşmenin zorluğunu burada yaşadık. Bizler oraya özgür bireyler olarak gelmiştik. Ama katılımcıların birçoğu hala kurşun  askerdi.
Taksim platformuna da İbrahim ile toplantıların son zamanlarına ( 3/2 bölümüne diyebilirim) aralıksız katıldık. İnanın belki de SBP ve BSP deneyleri olacak tartışmalar daha ılımlı geçmişti.
Sonuçta birinden SBP doğdu. SBP’de  BİEP’i ve BSA ‘yı..  
Ve sonra BSP’de tekrar birlik sağlandı.
İkincisinden daha geniş bir katılımla ÖDP kuruldu
Bunlar TBKP’den sonra en yaygın birlik deneyleriydi. TBKP’yi devlet kapattı.
Diğerlerinin ipini ise bizler çektik.
Bugünkü ÖDP ise, o günkü ÖDP değil. Bileşenlerinin çoğunu kaybetti.
Fakat her ne hikmetse demokrasi ve hoşgörü kültürümüzü geliştiremediğimiz aşiret kültürünü aşamadığımızdan için yine herkes kendi dükkânına döndü.
Bu deneylerden dersler çıkarmalıyız.
*****
Pazar gününe az kaldı.
Herkes inandığı yolda çaba harcadı.
Sonuçlarını Pazar gecesi geç saatlerde öğreneceğiz. Pazartesi sabahı bu sonuçların Türkiye’sinde uyanacak ve yaşayacağız.
Her iki sonuçta da HDP barajı geçsin geçmesin (baraja takılmış bir Türkiye çok farklı olacak olmasına rağmen) sosyalistlerin birlik, örgütlenme ve yenilenme sorunu önümüzde duruyor olacak.
Yenilenme, nasıl bir parti, nasıl bir sosyalizm, nasıl bir örgütlenme ve kapitalizmle mücadele yöntemleri gündemimizi meşgul edecek.
Türkiye’nin demokratikleşmesi ve yeni bir anayasa gündemin başında olacak.
Barajı geçmiş bir HDP veya baraja takılmış bir HDP’nin olduğu Türkiye ortamı, bu tartışmaları şekillendirecek.
Her hâlükârda Türkiye, yeni ve değişken birlikteliklere ve tartışma başlıklarına gebe…
****
İşçi sınıfı ve emekçi halk olası bir yeni AKP iktidarında bu günleri bile arayacak bir ortamda bulacak kendini. Sömürü ve yoksulluk daha da büyüyecek.
Ya benim gibi emekliler ne olacak? Giderek daha da yoksullaşacağız.
Özellikle son üç yılda diyebilirim ki reel aylıklar 3/1 azaldı. Zaten milli gelir artışından pay vermiyordu AKP. Zamlarda daima enflasyonun altında tutuluyordu. Bu bilinçli olarak emekli aylıklarının aşağı çekilmesi operasyonu aynen devam edecek.
Bakalım yeni dönemde ne kadar üstümüze düşenleri sorumluk bilinci ile yerine getirebileceğiz

Hiç yorum yok: