16 Aralık 2016 Cuma

Felsefe Uzmanları Kol Geziyor..!


Emma Goldman
Çoğu sayfayı dolaşın siz de göreceksiniz, Nıetzsche, Dostoyevski, Sartre, Camus Bukowski v.b…yerli yabancı kim varsa alıntılar, aforizmalar, film replikleri..Tam bir “ergen bunalımı” demek zorundayım.
maxresdefault
Çünkü bu aforizmalar, alıntılar her duruma uydurulamaz. Düşünür, yazar onu zamanında, kendi gerçekliği içinde düşünmüştür. Bütünün, o konseptin içinde anlamlıdır. Hiç alıntı yapılmaz değil tabi, öyle yeri gelir ki, uygun düşer, zamana, içinde yaşanılan duruma. Bunu da temelleyerek, açarak verirsin..




Lise yıllarında bu tür kitapları okur, dünyayı algılamaya çalışırdık. Fakat buradaki durum bir öğrenci araştırması, dünyayı sorgulama değil. “Küçük burjuva nihilizmi.” Hiçbir şeye inançsızlık, kendini terkediş, boşvermişlik. Güya sisteme uymuyor, başkaldırıyorlar. Çalışmayı küçümsüyor. Ama beleş geçiniyor. Okumayı küçümsüyor..Kendi çöplüğünde çürüyen nereye kafa tutacak? Ve bunu yapan da ergen filan değil. Yetişkin insanlar.
Tinerci çocuklar dahi bunlardan akıllı. Aykırılıklarının bir çıplak gerçekliği var bari. “Kenar mahalleli” olacaksan tam olacaksın, olmuş gibi yapılmaz.
Bu süslü, alıntılı sayfalara da bayılıyor millet, yorum üstüne yorum yazıyorlar. Altını kurcalasan Sartre’dan ya da alıntı yaptığı düşünürlerden bir kitap okumamıştır. Bunlar neyse de, bunlara rağbet eden, pohpohlayan entelektüel budalalarının durumu daha zavallıca; ne versen yutan bir toplum. Başkası olmayı seviyor; yaşla başla da ilgisi yok yetişkin, sorumlu birey olamama durumunun.
Muğlak adamlar..Evvelsi gün birisi arkadaşlık göndermiş. Kabul ettim. Sayfasında bir gezindim ki, felsefi alıntılardan geçilmiyor. Genelde yapmam da yapacağım tuttu. Bir iki şey sordum tanışalım diye. Öyle ya, düşünsel bir ortaklaşma olmasa neden arkadaşlık göndersin? Kem-küm etti. Muğlak cevaplar. Felsefe yapıyor aklı sıra. Ben CV sormuyorum, gerçek kimliğini de ifşa etmeme hakkı vardır. Ama, ben şu düşüncedeyim, şöyle bakıyorum hayata, şu paylaşımınız dikkatimi çekti gibi, bir iki cümle yazmak çok mu zor?
Bir insan nick kullanarak hesap açabilir. İşinden, başka nedenlerden dolayı kendi adını kullanmayabilir, eyvallah..Ama, bu isimle tanıdıklarına tuzak kurup, başkasıymış gibi mesajlar yazıyorsa bu polisliktir. Aşağılık bir şeydir.
Ben kolay kolay kimseyi, hiç bir tanıdığımı silmem. Fikir ayrılığından dolayı ya da başka bir tartışmadan dolayı silmem. Ve de kişisel olarak kimseyi aşağılamam. Fikirsel olarak eleştiririm tabii..
Silersem ya ırkçıdır, ya cinsiyetçi vesaire..
Geçenlerde bir tanıdığı silmek zorunda kaldım. O da bana tehdit vari, sileceğini ima eden mesajlar yazdığı için. Tehdide hiç gelemem. Sonra da beni engellemiş ya neyse..Böyle bir noktaya gelecek bir durum yoktu. Eleştiriyi kaldıramadı. .Ergen hastalığı. Büyüdüğünde pişman olacaktır, eminim…Gerçekten aklı başında düşünürse, kendisine epey faydam olmuştur bu konuda vicdanım temiz…
Diyeceğim şu ki, Ortadoğu bireylerinin daramı bu sanırım ergen sendromu. Akıldan yoksun sulu duygusallık, muğlaklık, kişilik bunalımları…Ele avuca gelmiyor…Tüm ilişkilerini felçe uğratıyor..
Eylemden yoksun bir arzu ne kadar hiçse, bireyin somut gerçekliğine oturmayan çalıntı düşünceler de bir hiçlik yaratır bu tür akıl, fikir yoksunu yoksullarda…
Çığlıklarını da facebook duvarları ve onları hoş gören “hayranları” duyar ancak..
Bu tür sendromlara hoşgörü göstermek de ayrı bir konu ya neyse…
Kibir kadar, cehalete prim vermek de sorumsuzluktur. İktidarlar bunu yapıyor zaten. Eleştirel aklı “dostlarımızdan” esirgemeyelim. Bunun işlemediği yerde adaletin, vicdanın terazisi kaybolur.

Hiç yorum yok: